safra kesesiSafra kesesi karaciğerin hemen altında, karaciğerin kendi salgısı olan safrayı depolayarak işlev gören bir organdır. Karaciğerin birçok işlevinden birisi de safra üretimidir. Safra karaciğerden atılan toksik maddeleri bağırsak yolu ile vücuttan uzaklaştırır. Safranın ayrıca yağ sindiriminde de önemli görevler alır. Karaciğer 24 saat safra üretir, fakat yemeklerden sonra yağ sindirimi için gerekli olan fazla miktarda safra salgısı safra kesesi sayesinde gerçekleşir.
Safranın bileşiminde kolesterol ve çeşitli organik tuzlar mevcuttur. Bu maddeler arasındaki dengesizlik, safra taşı oluşumuna yol açar.
Safra kesesi taşı genellikle yemeklerden sonra karnın sağ üst kısmında başlayıp, sağ omuza ve sağ kürek kemiğinin alt kısmına yayılım gösterebilen, zaman zaman artıp azalan, birkaç saat içinde de geçen bir ağrıya sebep olabilir. Bu ağrı tipine biz safra koliği diyoruz.

Neden sinsi tehlike?

Eskiden herhangi bir şikayete yol açmayan tesadüfen bulunan taşlara sessiz taş denirdi. Bu görüş günümüzde kabul edilmemektedir. Çünkü taşın olduğu yerde mutlaka bir enfeksiyonda söz konusudur. Sessiz zannedilen bu safra kesesi hastalığı kesenin delinmesi ile çok tehlikeli olan karın zarı iltihabı (safra peritoniti ), küçük taşların ana safra kanalına düşerek tıkanma sarılığına yol açması yine bu küçük taşların yol açtığı pankreatitler tedavi edilmediğinde ölümcül sonuçlar doğurabilir. Ayrıca safra kesesi kanserleri de daha çok taşları olan keselerde görülmektedir. Hayatımızı tehdit eden bu durumlardan kurtulmak için bir an önce safra kesesi alınmalıdır.

Safra kesesi hastalıklarının tedavi edilmemesi durumunda ne olur?

Safra kesesi taşları tedavi edilmediğinde safra yollarına dökülebilir. Bu durumda çeşitli hastalıklar oluşabilir. Safra yollarının safra taşları nedeni ile tıkanması ile sarılık oluşur. Safra karaciğerde birikmeye başlar ve uzun dönemde karaciğer işlevlerini bozarak karaciğer yetersizliğine neden olabilir. Daha sık olarak rastladığımız durum ise safra kanalı ile beraber bağırsağa açılan pankreas kanalının tıkanması sonucu pankreatit oluşmasıdır. Pankreatit hafif bir karın ağrısı ile geçirilen bir rahatsızlıktan, uzun süre yoğun bakımlarda tedavi gerektiren ve ölüme kadar giden geniş bir perspektifte hastalıklara neden olabilir. Safra taşlarını ameliyat etmemizin en önemli nedeni hastanın çektiği ağrılar değil, hayati tehlike içeren akut pankreatiti engellemektir.

Tedavi yöntemleri nelerdir? Cerrahi müdahale dışında bir tedavi yöntemi var mıdır? Mesela taş kırılabilir mi?

Tedavisi cerrahidir. Safra kesesi içerisindeki taş veya taşlar ile beraber alınır. Böbrek taşında kullanılan bazı yöntemler burada geçerli değildir. Böbrek taşlarının küçük parçalara ayrılıp idrar ile vücuttan uzaklaştırılması bir tedavi yöntemidir. Karaciğer ve safra yollarının anatomisi farklıdır. Burada biz taşların dökülmesini istemeyiz, çünkü safra kesesindeki taşın safra yollarına düşmesi daha vahim sonuçlar doğurabilir. Özel anatomisi nedeni ile safra taşları, safra yollarına düşmeden önce vücuttan uzaklaştırılmalıdır.

Safra kesesi taşlarının daha riskli olduğu hastalar var mı?

Evet, özellikle şeker hastalarında tıp dilinde ”akut kolesistit” denilen safra kesesi iltihabı çok daha tehlikeli olmaktadır. Şeker hastalarında sinirlerin duyarlılıkları azalır. Sinirler iyi işlev göremediğinde safra kesesinin iltihaplandığı durumlarda hastanın ağrısı geç başlar, az hissedilir. İltihap safra kesesinin delinmesine, safranın karın içine akmasına ve hayati ciddi şekilde tehdit eden durumlara yol açabilir. İltihap durumu geç farkedildiği için şeker hastalarında akut kolesistit ölümcül olabilmektedir. Bu yüzden şeker hastalarında ameliyat kararı çok daha fazla önem arz etmektedir.

Safra kesesi ameliyatından sonra hastaların yapması ve yapmaması gerekenler neler?

Safra yağ metabolizmasında görev aldığından ameliyat sonrası 2-3 aylık bir dönemde buna bağlı olarak karında hafif rahatsızlık şeklinde müphem belirtiler olabilir, fakat bunlar vücudun yeni anatomiye adapte olmasından sonra (2-3 ay içinde) normal hale döner. Hiçbir kısıtlama olmaksızın hastalar normal yaşamlarını devam ettirebilirler.