Hepatit, karaciğerin herhangi bir nedenle iltihaplanmasına verilen isimdir. Sebebi başta virüsler olmak üzere alkol, vücudun kendi kendine yaptığı bazı rahatsızlıklar, birtakım ilaçlar olabilir. Neden olan bu zararlı durumlar, karaciğer hücresinin çalışmasını bozar. Buna bağlı olarak da kanda bazı maddelerin miktarı artar veya azalır. Özellikle karaciğeri seven, vücuda girince karaciğer hücresine yerleşen bu hepatit virüsleri, en sık karşılaşılan virüsler arasındadır.

Kan yolu ve cinsel temas ile bulaşırlar. Ancak hepatit B virüsü pozitif hamile bir anneden bebeğine de gerekli önlemler alınmazsa geçebilir. Hepatit B virüsü, cinsel yolla bulaşabilen bir hastalık olduğu için cinsel partnerinde olanlar ayrıca bu virüsü taşıyan bir hastanın kanıyla temas eden açık yarası olan kişiler risk grubundadır. Öte yandan hemodiyaliz hastaları veya sık kan nakli yapılması gerekenler de risk gruplarından sayılabilir. Yeterli hijyenin sağlanmadığı ortamlarda diş çekimi, dövme ve manikür-pedikür yapılması da bulaşma açısından risk yaratır. Bunun yanı sıra bazı hastaların öykülerinde herhangi bir risk faktörü bulunmayabilir.Böyle durumlarda horizontal bulaşmadan söz edilir. Bunu hangi yolla olduğu tam belli olmaz. Ama genellikle virüs içeren kan tükürük gibi sıvıların açık yarası olan cilde teması sonucu olduğu düşünülüyor.

Hepatit C virüsü de esas olarak kan ve vücut sıvılarının; açık yaraya ya da göz içine teması gibi durumlarda bulaşır. Cinsel yolla bulaşma oranı ise çok düşüktür. Hepatit B, hepatit C’ye göre bulaşıcılığı daha yüksek bir virüstür. Örneğin bir iğnenin ele batması ile hastalık bulaşma riski yüzde 5 ile 30 arasındayken, hepatit C için yüzde 3 civarındadır. Tüm dünyada 350 milyondan fazla hepatit B virüsü taşıyıcısı olduğu tahmin ediliyor ve bu nedenle yılda 1 milyon civarında ölüm gerçekleşiyor. 185 milyon kişiden fazlasında ise hepatit C virüsüne rastlanıyor. Bu oran Kuzey Amerika, Asya Pasifik Bölgesi’nde düşükken, Orta Doğu, Doğu Asya ve Kuzey Afrika’ da yüksektir. Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği’nin yapmış olduğu TURKHEP 2010 çalışmasına göre ise Türkiye’de hepatit B taşıyıcılığı oranı yüzde 4, hepatit C oranı 0.95 olarak bulundu.

Hepatit B’nin kuluçka dönemi 1-6 ay arasında olmakla beraber, genelde virüs alındıktan 2 ay sonra hastalık yapıyor. Hepatit C virüsü alındıktan sonra 2-24 hafta arasında hastalık yapmakla beraber ortalama 7-8. haftalarda hepatite neden olur. Erişkin bir kişi virüsü aldıktan sonra akut hepatit B gelişir. Çoğunlukla hiçbir şikayet vermeden geçer. Bazen hafif grip benzeri semptomlar, eklem ağrıları, kırgınlık olabilir. Ancak binde bir oranında çok ağır geçirilip, karaciğer nakli gerektiren klinik duruma da sebep olabilir. Akut hepatit B erişkinlerde yüzde 3-5 kronikleşir. Ancak hepatit B yenidoğan döneminde alınırsa yüzde 90’ı kronikleşebilmekte.

Kişide hepatit B varsa ve inaktif taşıyıcılık denen durum oluşmuşsa, kişi çoğunlukla tesadüfen yapılan bir kan testinde ortaya çıkana kadar durumdan haberdar olmaz. Bazen de kronik hepatit veya siroz ilerlemişse, halsizlik, vücutta sararma, idrar renginde koyulaşma, vücutta morluklar, karın şişliği, yemek borusu varislerinden kanama gibi ağır tablolarla da ortaya çıkabilir. Hepatit C’nin ise kronikleşme oranı çok yüksektir. Erişkin bir kişi bu virüsü alırsa yüzde 70-80 kronikleşir. Genelde şikayetsiz olurken, bir kısım hastada halsizlik, yorgunluk, gözaklarında sararma, idrar renginde koyulaşma gibi, tüm hepatitlerde görülebilecek bulgulara da rastlanabilir. Kronikleşme hepatit C için sessiz ve sinsidir. Genelde ileri hastalık haline gelene kadar bir bulgu vermez.

Kan teması olma ihtimali olan her yerde, uygun korunmanın sağlanması çok önemli. Bütün kan vericileri, hepatit virüsü yönünden test edilip, virüs saptananlardan kan alınmamalıdır. Bununla beraber kan temasının olduğu tüm cerrahi, tıbbi veya kozmetik malzemeler uygun şekilde steril edilmeli. Hepatit C için herhangi bir aşı yok ama hepatit B ise aşı mevcut. Sağlık çalışanları gibi risk altındakiler, tüm yeni doğanlar ve ailesinde hepatit B olan kişiler aşılanmalıdır.

KORUNMAK İÇİN

  • Hastanelerde, diş tedavi merkezlerinde, kan ile temas etmiş alet kullanan berber, kuaför, dövmeci gibi yerlerde kullanılan malzemelerin sterilizasyonuna çok dikkat edilmeli.
  • Evde hepatit B ve C virüsü olan kişinin kullandığı jilet, tıraş bıçağı gibi aletler sadece kendine ait olmalı, başkaları ile paylaşılmamalıdır. Hepatit B için ise diğer aile üyeler mutlaka suretle aşılanmalı.
  • Tüm gebeler hepatit B yönünden test edilmeli.
  • Cinsel yolla bulaşmayı önlemek için prezervatif kullanılmalı.
  • Hepatit B virüsü oldukça dirençli bir virüstür. Kuru yüzeylerde 10 gün canlı kalabilir. Taşıyıcıların el veya vücut sıvıları ile temas etmiş yüzeyler yüzde 10 çamaşır suyu ile bolca ıslatılıp temizlenmeli.