[fusion_builder_container hundred_percent=”yes” overflow=”visible”][fusion_builder_row][fusion_builder_column type=”1_1″ background_position=”left top” background_color=”” border_size=”” border_color=”” border_style=”solid” spacing=”yes” background_image=”” background_repeat=”no-repeat” padding=”” margin_top=”0px” margin_bottom=”0px” class=”” id=”” animation_type=”” animation_speed=”0.3″ animation_direction=”left” hide_on_mobile=”no” center_content=”no” min_height=”none”][fusion_accordion class=”” id=””][fusion_toggle title=”ANA TESTİ” open=”no”]

Niçin Testi Yaptıracaksınız?

Kronik aktif otoimmün hepatit tanısı koymaya ve bu hastalığı karaciğer hasarının diğer nedenlerinden ayırt etmeye yardımcı olmak için bu test yapılır.

Ne Zaman Testi Yaptıracaksınız?

Doktor hastada mevcut hepatitin bir otoimmün sürece bağlı olduğundan kuşkulandığı zaman bu test yapılır

Ne test edilmektedir?

Bu test kandaki düz kas antikorlarının (ASMA) miktarını ölçmektedir. SMA, vücudun bağışıklık sistemi tarafından üretilen ve düz kasın kendi hücre  proteinlerine karşı yönlendirilmiş proteinlerdir. Hücre çatısı proteinleri hücresel yapının desteklenmesi ve takviye edilmesi görevini yürüten ve hücrenin çatısını oluşturan proteinlerdir. Düz kas antikorlarının  üretimi kronik aktif otoimmün hepatit ile kuvvetle ilişkilli olmasına rağmen başka karaciğer hastalığı ve primer( birincil) biliyer siroz gibi başka otoimmün bozukluklarda da genellikle daha düşük titrelerde de saptanabilmektedir. Otoimmün hepatit , viral enfeksiyon, ilaç, toksin, kalıtsal hastalık veya alkolün aşırı kullanımı gibi bir neden sonucu oluşmayan, akutveya kronik karaciğer iltihabı olarak ortaya çıkmaktadır. Karaciğer sirozuna ve bazı olgularda karaciğer yetmezliğine yol açabilmektedir.

Her yaşta ve herkeste otoimmün hepatit saptanabilirse de hastalananların yaklaşık % 80’i kadındır.  Bu hastalığı geçirenlerin % 70’den fazlasında düz kas antikorları ya yalnızca veya ANA (antinükleer antikorlar) ile birlikte saptanmaktadır. F-aktin, kendisine karşı yönlendirilen otoantikor sayısının artabildiği spesifik bir hücre proteinidir. Bazı güncel çalışmalar otoimmün karaciğer hastalığı tanısı koymada F-aktin testinin SMA’ya göre daha spesifik bir test olduğunu ve hastaların yaklaşık % 52-85 kadarında F-aktin otoantikorlarının bulunduğunu ileri sürmektedir.

Nasıl kullanılır?

Otoimmün hepatit tanısının konmasına yardımcı olmak ve bu hastalığı karaciğer hastalığı veya hasarının diğer nedenlerinden ayırt etmek için antinükleer antikorlarla (ANA) birlikte birincil olarak düz kas antikoru (SMA) testi de istenebilir. Otoimmün hepatit tanısını koymak ve diğer karaciğer hastalığı veya hasarı yapan etkenlerden ayırtetmek için karaciğer-böbrek mikrosomal antikorları tip 1 (LKM1), antimitokondriyal antikor (AMA) testleri de istenebilir.

Bazen SMA testi yerine otoimmün hepatitin başlangıç tarama testi olarak anti-aktin testi de istenebilir. Sonuç pozitifse bulguları doğrulamak için ardından SMA testi yapılabilir. Anti-aktin testi göreceli olarak yeni bir test olup bazı olgularda SMA testinin yerini almaktadır. Anti-aktin testinin klinik yararlılığı henüz kesin olarak belirlenmemiştir.

Ne zaman istenir?

Doktorunuz, hastada otoimmün hepatit olduğundan kuşkulanıyorsa bu testle birlikte ANA testi de ister. Hasta bitkinlik ve sarılık gibi belirtilerle birlikte aspartat aminotransferaz (AST) veya bilirubin testleri gibi rutin karaciğer testlerinde anormal derecede yüksek sonuçlara rastlarsa genellikle ANA ve SMA testi de ister.

Karaciğer hasarının diğer nedenlerine tanı koymak veya dışlamak için genellikle SMA ve ANA testleri istenmektedir. Bu nedenler viral hepatit gibi viral enfeksiyonları, alkol kötüye kullanımı, toksinler, kalıtsal hastalıklar, metabolizma bozuklukları ve birincil biliyer sirozu kapsayabilir.

Test sonucu ne anlama gelir?

Kanda önemli miktarlarda SMA ve ANA varsa en olası neden otoimmün hepatittir. Her ikisi de pozitif ise sistemik lupus eritematozusve diğer otoimmün hastalıklar dışlanır çünkü lupusta ANA pozitif iken SMA pozitif olmaz.

Klinik otoimmün hepatit belirtileri olan bir hastada önemli miktarlarda F-aktin antikorları saptanmışsa hastada bu hastalığın var olma ihtimali mevcuttur. Olguların çoğunda anti-aktin saptanmışsa birlikte SMA ‘da bulunacaktır. Aktin hücre çatısı proteinlerinin yalnızca biri olduğu için anti-aktin test sonucu negatif çıksa bile o kişinin düz kas antikorlarına sahip olması mümkündür.

SMA testi negatifse semptomlar otoimmün hepatit dışındaki nedenlere bağlı olabilmektedir. Ancak otoimmün hepatitli hastaların % 20’ye varan bölümünde SMA, ANA veya LKM1 antikorları saptanamayacaktır.

Bilmem gereken başka bir şey var ?

Çocuklarda ve bağışıklık sistemleri risk altında olanlarda SMA konsantrasyonları düşebilir. Hastalığın seyri boyunca düzeyler değişebildiği gibi otoimmün semptomların şiddet derecesi veya hastanın prognozuyla ilişkili olmayabilir.

Birincil biliyer siroz hastalarının % 50 kadarında AMA düzeyleri yükselmiş olabildiği gibi enfeksiyöz mononükleoz gibi başka hastalıklar ve bazı kanser türlerinde düşük miktarlarda SMA saptanabilir. Birincil biliyer siroz hastalarının yaklaşık % 22’sinde F-aktin antikorları mevcut olabilir.

SMA, F-aktin antikorları ve ANA’nın varlığı otoimmün hepatiti kuvvetle düşündürmesine rağmen tanısal değildir. Her ikisi önemli konsantrasyonlarda ve doktorunuz hepatitten kuşkulanıyorsa karaciğer hasarı ve nedbeleşmesinin karakteristik bulgularını araştırmak için bir karaciğer biyopsisi yapılabilir.

[/fusion_toggle]

[fusion_accordion class=”” id=””][fusion_toggle title=”EBV TESTİ” open=”no”]

Ne test edilmektedir?

Epstein-Barr virus (EBV) antikor testleri, yakın zamanlı veya eski EBV enfeksiyonu tanısı koymaya yardımcı olmak için istenen testler grubudur. EBV, herpes (uçuk) virüsü ailesindendir. Tükrükle geçen virüs çok sık görülen bir enfeksiyona neden olmaktadır. Virüse maruziyetten sonra birkaç haftalık bir kuluçka dönemi mevcuttur. EBV daha sonra bir akut primer enfeksiyon, ardından enfeksiyonun geçtiği ve “uyuduğu”  latent dönemlerin oluşmasına neden olur. Latent EBV yaşamının geri kalan bölümünde gizli kalır, ara ara yeniden aktif hale geçmesine rağmen hastanın bağışıklık sistemi önemli oranda risk altında değilse az sayıda soruna neden olur.

Çocukların çoğu EBV ile enfekte olmalarına rağmen enfeksiyonun şiddetli olduğu zamanlarda bile az sayıda (veya hiç) hastalık belirtisi göstermektedir. Ancak, başlangıçtaki enfeksiyon ergenliğe kadar geciktirildiğinde enfekte olanların yaklaşık % 35-50’sinde  EBV, enfeksiyöz mononükleoza neden olmaktadır. Mononükleoz yorgunluk, ateş, boğaz yangısı, lenf (akkan) düğümleri şişliği dalak ve bazen karaciğer büyümesiyle ilişkilendirilen bir hastalıktır. Bu hastalığa yakalanmış olanlar ilk enfeksiyon iyileşmeden bir veya 2 ay öncesine kadar  genellikle hastalık belirtileri göstermektedir.

Mononükleoz tanısı hastalık bulguları, tam kan sayımı  ve mononükleoz testiyle (heterofil antikor testi) ile tanı konur. Mononükleoz hastalarının belli bir yüzdesinde, özellikle çocuklarda geçerli olmak üzere mononükleoz testi negatif çıkacaktır.  Bu  hastaların yakınmalarının halen geçirdikleri EBV virüs enfeksiyonuna bağlı olup olmadığını belirlemek için EBV antikorlarından yararlanılabilir.

EBV’yi diğer hastalıklardan ayırt etmek önemli olabilir. Örneğin mononükleoz hastalarının büyümüş dalakları yırtılmaya karşı dayanıksızdır. Mononükleoz hastaları dalak yırtılması tıbben acil bir duruma yol açabildiğinden enfeksiyon geçtikten sonra haftalar veya aylar içinde temas sporlarıyla uğraşmamalıdır. Bir viral hastalık belirtileri olan gebe kadınlarda, bebeği olumsuz etkilediği gösterilmemiş olan birincil EBV enfeksiyonuyla gebelik sırasında komplikasyonlara neden olabilen ve fetüse (cenine) zarar verebilen sitomegalovirüs (CMV), herpes simpleks virüsü, veya toksoplazmoz enfeksiyonu birbirlerinden ayırt edilebilmelidir. EBV’nin ekarte edilmesi ve hastalık belirtileri için başka nedenlerin araştırılması da önemli olabilir. Örneğin, streptokoksik boğaz enfeksiyonu olan hastaların belirlenmesi ve antibiyotiklerle tedavi edilmesi gerekir. Hastada mononükleoz yerine streptokoksik boğaz enfeksiyonu veya aynı zamanda her ikisi birden mevcut olabilir.

Birkaç çeşit EBV antikoru mevcuttur. Bu antikorlar birkaç farklı Epstein-Barr virüsü antijenine karşı oluşan bağışıklama yanıtı olarak vücut tarafından oluşturulan proteinlerdir. Viral kapsit antijenine (VCA) karşı IgM ve IgG antikorlarını, erken evre D antijenine (EA-D) karşı IgG antikorlarını ve hücre çekirdeği antijenine (EBNA) karşı oluşan  antikorları oluşturur. Bir birincil EBV enfeksiyonu sırasında bu EBV antikorlarının her biri kendi başlarına bağımsız olarak kendi zaman takvimlerine göre ortaya çıkarlar. İlkin  VCA-IgM antikoru ortaya çıkar, 4-6 hafta sonra kaybolma eğilimi gösterirler. VCA-IgG antikoru en yüksek düzeyine 2-4. haftalarda ulaşır, daha sonra yavaşça azalır ve yaşam boyu sabit düzeylerde kalır . EA-D antikoru bir akut enfeksiyon dönemi sırasında ortaya çıkar ve daha sonra 3-6 ay içinde kaybolmaya başlamasına karşın EBV enfeksiyonu geçtikten birkaç yıl sonrasına kadar enfeksiyon kapmış olanların yaklaşık % 20 kadarında EA-D antikorları ölçümlenebilir düzeylerde olmayı sürdürecektir. EBNA antikoru genellikle akut enfeksiyon geçmeden kaybolmaz. İlk enfeksiyon ortaya çıktıktan yaklaşık 2-4 ay sonra gelişimini tamamlamakta ve yaşam boyu sebat etmektedir.  Bu EBV antikor testlerinin kombinasyonunu kullanarak doktor, EBV enfeksiyonunu saptayabilir, eski, yakın zamanlı veya halen geçirilmekte olan bir enfeksiyonun varlığını belirleyebilir.

Nasıl kullanılır?

Hastalık belirtileri göstermemenize rağmen mononükleoz tanısı koymaya yardımcı olmak için Epstein-Barr Virüsü (EBV) antikorları kullanılmaktadır. Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (The Centers for Disease Control and Prevention [CDC])  aşağıdakilerin istenmesini önermektedir.

  • Viral kapsit antijeni (VCA)-IgM, VCA-IgG ve D erken evre antijeni (EA-D) – şuanda veya yakın zamanda geçirilmiş enfeksiyonu saptamak için
  • VCA-IgG ve  Epstein Barr nükleer antijeni (EBNA) – öncel enfeksiyonu saptamak  için

Viral hastalık belirtileri olan gebe kadınlarda EBV ve benzer bulgulara neden olan başka patolojik durumları ayırt etmeye yardımcı olmak için CMV, toksoplazma ve başka enfeksiyonlarea ait testlerle (bir TORCH taramasının bileşeni olarak) birlikte bu EBV antikorlarının belirlenmesi de istenebilir. Ara sıra, test sonucunun zamanla negatifken pozitif olup olmadığını belirlemek veya antikor düzeylerindeki değişiklikleri,  yükselmekte veya düşmekte olup olmadıklarını anlamak için ilk testten 2-4 hafta sonra EBV antikor testleri tekrarlanabilir.

Hastanın daha önce EBV enfeksiyonuna yakalanıp yakalanmadığı  veya birincil EBV enfeksiyonuna eğilimli olup olmadığını belirlemek için asemptomatik hastada A VCA-IgG testi ve ara sıra EBNA testi istenebilir. Bu yaklaşım rutin olmamakla birlikte bier ergen hasta veya  bağışıklık sistemi baskılanmış olan hasta mononükleoz hastasıyla yakın temasa geldiğinde bu testler istenebilir.

Ne zaman istenir?

Mononükleozu düşündüren hastalık belirtileriniz olmasına rağmen mononükleoz test sonucu negatifse, bir gebe kadında soğuk algınlığına benzer hastalık belirtileri var ve doktor bu belirtilerin EBV veya başka bir mikropla ilişkili olup olmadığını belirlemek isterse EBV   antikorlarının araştırılmasını  belirlenmesi isteyebilir. Olası bulgular ve belirtiler :

  • Yorgunluk
  • Ateş
  • Boğaz yangısı
  • Şişmiş lenf bezleri
  • Bazen dalak ve/veya karaciğer büyümesi

Doktorunuz, önceden EBV enfeksiyonununa yakalanıp yakalanmadığınızı belirlemek için VCA-IgG ve EBNA testlerini isteyebilir.  Doktor antikor konsantrasyonlarını izlemek istediğinde veya ilk test negatif olmasına rağmen doktorunuz yine de hastalık belirtileriniizn EBV’ye ait olduğundan kuşkulandığında bazen testler tekrarlanabilir.

Test sonucu ne anlama gelir?

VCA-IgM antikorlarına sahipseniz halen veya çok yakın zamanda EBV enfeksiyonu geçirme olasılığınız mevcuttur. Ayrıca mononükleoz bulgularınız da mevcutsa mononükleoz testiniz negatif çıksa bile size yüksek ihtimalle mononükleoz tanısı konacaktır. VCA-IgG ve  EA-D IgG testi de pozitifse EBV enfeksiyonuna halen veya yakın zaman yakalanmış olma ihtimaliniz çok yüksektir.

VCA-IgM negatif, diğer testler ve bir EBNA antikor testi pozitifse önceden bir EBV enfeksiyonu geçirmiş olabilirsiniz. Hastalık belirtileri göstermiyorsanız (asemptomatikseniz) ve VCA-IgG, test sonucunuz negatifse daha önce EBV’ye maruz kalmadığınız gibi aynı zamanda enfeksiyona karşı da savunmasızsınız. Genellikle yükselen VCA-IgG düzeyleri aktif EBV enfeksiyonuna işaret ederken azalan konsantrasyonlar geçmekte olan yakın zamanlı bir enfeksiyonu gösterebilmektedir. Mevcut antikor miktarı enfeksiyonun şiddet derecesi veya süresiyle  ilişkili olmadığından EBV antikor konsantrasyonlarını yorumlarken dikkat edilmelidir. Yaşamınızın geri kalan bölümünde yüksek VCA-IgG  düzeyleri sebat edebilir.

Sonuçlar aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

ebv tablo-01

Bilmem gereken başka bir şey var ?

EBV enfeksiyonunun erken döneminde ortaya çıkan en azından iki başka antikor da mevcuttur. Bunlar EBV viral kapsit antijenine karşı (EBV VCA-IgA) oluşan IgA antikoru ve EBV erken evre kısıtlı antijenine (EA-R IgG)  karşı oluşanIgG antikorudur. EBV tanısal çalışmasının bir bölümü olarak bu antikorları test etmek mümkün olmasına rağmen nadiren buna gerek duyulmaktadır.

Mononükleozun en sık görülen komplikasyonu dalak yırtılmasıdır. EBV’nin diğer olası komplikasyonları boğaz şişliği nedeniyle zorlu solumayla birlikte, streptokoksik boğaz enfeksiyonu ve nadiren deri döküntüleri, pankreatiti, kasılma nöbetleri ve/veya ensefaliti içerir. EBV , ayrıca Burkitt lenfoması ve nazofarengeal karsinom gibi seyrek görülen birkaç kanser formuyla ilişkili olup gelişmelerinde rol oynayabilir.

HIV/AIDS hastalarında veya organ nakli yapılanlarda olduğu gibi hastanın bağışıklık sistemi baskılanmadıkça virüsün yeniden aktif hale gelmesi nadiren gözlenir. Bu hastalarda birincil enfeksiyonlar daha ağır geçebilir, bazıları ise kronik  EBV ile ilişkili hastalık belirtileri geçirebilir.

[/fusion_toggle]

[fusion_accordion class=”” id=””][fusion_toggle title=”TORCH Paneli” open=”no”]

[/fusion_toggle]

[fusion_accordion class=”” id=””][fusion_toggle title=”17-OH Progesteron” open=”no”]

KLİNİK KULLANIMI:

17-OH Progestoron,11-hidroksilaz veya 21-hidroksilaz eksikliğine bağlı olan konjenital adrenal hiperplaziler için en iyi tarama testidir. Hirşutizm veya infertilitesi olan kadınlarda, adult-onset konjenital adrenal hiperplazilerin değerlendirilmesinde ve konjenital adrenal hiperplazi nedeniyle glukokortikoid tedavisi alan hastaların takibinde de kullanılır.YÜKSELDİĞİ DURUMLAR:-Konjenital Adrenal Hiperplaziler,-Adrenal bez tümörleri,-Over tümörleri,-Hirşutizm,-Androjen insensivite sendromu,-Erkek infertilitesi,-Kızlarda peripbertal virilizasyon,

-Prematür adrenarş.

DÜŞÜK OLDUĞU DURUMLAR:

-Erkek pseudohermafroditizmi

-Addison hastalığı

-17α-hidroksilaz eksikliği

YÖNTEM:

RIA

BAŞLICA ÖRNEK TİPİ:

Serum

MİNİMUM HACİM:

2 mL

ÖRNEK TÜPÜ-KABI:

Düz rutin test tüpü (Kırmızı kapaklı)

REFERANS DEĞERLER:

-Kord 9-50 ng/mL                                -6-15 yaş 0,1-1 ng/mL                              -Menapoz 0,1-0,5 ng/mL

-Prematüre 0,3-5,6 ng/mL                 -16-50 yaş 0,2-1 ng/mL                            -Folliküler faz 0,2-1 ng/mL

-<7 gün 0,2-2,3 ng/mL                        ->50 yaş 0,2-0,5 ng/mL                            -Pik 0,2-1 ng/mL

-7 gün-5 yaş 0,1-0,9 ng/mL                -Hamile 0,2-1 ng/mL                                -Luteal faz 0,2-3 ng/mL

[/fusion_toggle]

[fusion_toggle title=”Varicella Zoster Virus” open=”no”]

KLİNİK KULLANIMI:

 Varicella Zoster Virus (VZ Antikorları) Antikorları (IgM-IgG)
VZV bir herpesvirüstür. Başlıca suçiçeği enfeksiyonuna neden olur. Test, VZV akut faz enfeksiyonunun tanısında kullanılır. IgM cevabı raşların görünümünden 2-3 hafta sonra saptanır. Pozitif bir IgM ile beraber pozitif bir IgG VZV  ile son zamandaki bir infeksiyonu işaret eder; pozitif IgG ve negatif IgM daha önceki VZV ile karşılaşmayı ve immuniteyi; negatif IgG, Negatif IgM VZV ile karşılaşmadan önceki normal hali ve non immuniteyi gösterir. Şüpheli durumlarda 10-14 gün sonra yeni bir örnek alımı önerilir.

 Varicella Zoster Virüs (VZ Antikorları) Antikorları (IgM-IgG)

YÖNTEM:

ELISA, IFA

BAŞLICA ÖRNEK TİPİ:

Serum

MİNİMUM HACİM:

0,5 mL

ÖRNEK TÜPÜ-KABI:

Düz rutin test tüpü (Kırmızı kapaklı)

REFERANS DEĞERLER:

-Negatif (IgM-IgG): Bağışıklık yok,

-Negatif (IgM) – Pozitif (IgG): Geçmişte bağışıklık,

-Pozitif (IgM-IgG): Son zamanlardaki enfeksiyon,

-Hafif pozitif (IgM-IgG): 1-2 hafta sonra test tekrarı.

[/fusion_toggle]

[fusion_toggle title=”Herpes Simplex Virus” open=”no”]

KLİNİK KULLANIMI:

 Herpes Simplex Antikorları IgM – IgG (Herpes Genitalis)
Herpes Simplex (HSV), dünya çapında yayılan kişisel yakınlaşma ile aktarılan virüslerdir. İki serotipi vardır; HSV tip-1 ve HSV tip-2. İki tipte aynı sıklıkta bulunur. Tip-1 başlıca Herpes labialise neden olurken, tip-2 Herpes genitalise neden olur. HSV-1; enfekte kişinin tükürüğü ile bulaşır, keratokonjuktivitisin ve meningoensefalitisin etyolojisinde yer alır. HSV-2; ürogenital traktın seksle yayılan viral enfeksiyonudur. Penis, vulva, perineum, vajina ve servikste görülür. Doğum sırasında anneden bebeğe bulaşabileceğinden erken tanı ve tedavi önemlidir. Kültür HSV saptanması için hala gold standarttır. Doğruluğu %85’dir. 4 kat yüksek titreler akut başlangıçlı herpes enfeksiyonunu gösterir. Üretral kültür, servikal kültür yapılabilir. BOS örnekleri, mutlaka PCR ile test edilmelidir.

YÖNTEM:

EIA(serum), İFA(BOS)

BAŞLICA ÖRNEK TİPİ:

Serum, BOS

MİNİMUM HACİM:

0,5 mL

ÖRNEK TÜPÜ-KABI:

Düz rutin test tüpü (Kırmızı kapaklı)

REFERANS DEĞERLER:

Negatif

[/fusion_toggle]

[fusion_toggle title=”Anti Kardiyolipin Testi Nedir” open=”no”]

Anti-Kardiyolipin Antikorları IgM ve IgG

(ACA, aCL Antikorları, Anifosfolipid Antikorları, Fosfolipid Antikorları)

Anti kardiyolipin testi nedir

KLİNİK KULLANIMI:

SLE’li hastaların %40’ında yüksek bulunur. Antikardiyolipin antikorları ve lupus antikoagülanı pozitif SLE’li hastalarda “Antifosfolipid antikor sendromu” gelişimi yüksektir.

YÜKSELDİĞİ DURUMLAR:

-Antifosfolipid antikor sendromu,

-Sistemik Lupus Eritematosus,

-Tromboz,

-Sifilis,

-Akut enfeksiyon,

-Yaşlı şahıslar.

İNTERFERE EDİCİ FAKTÖRLER:

-Hasta sifilis enfeksiyonuna sahipse yalancı pozitiflik oluşur.

-Enfeksiyonlarda (AIDS), enflamasyonda, otoimmun hastalıklarda veya kanserde bu antikorlar geçici olarak saptanabilir.

-Ayrıca ilaçlar (chlorpromazine, procainamide, dilantin, penicilin, hydralazine, ve Kinidin) yanlış pozitif sonuç verebilir.

 

YÖNTEM:

EİA

BAŞLICA ÖRNEK TİPİ:

Serum

MİNİMUM HACİM:

0,5 mL

ÖRNEK TÜPÜ-KABI:

Düz rutin test tüpü (Kırmızı kapaklı)

 

ÖRNEK SAKLAMA:

                    Oda sıcaklığı      +4⁰C        -20⁰C

Serum            14 saat            7 gün         2 ay

 

REFERANS DEĞERLER:

< 11 MPL (IgM fosfolipid unit)

< 23 GPL  (IgG fosfolipid unit)

[/fusion_toggle]

[fusion_toggle title=”Anti- CCP” open=”no”]

KLİNİK KULLANIMI:

 Anti- CCP (Cyclic Citrullinated Peptid)

Anti-CCP, normalde peptid veya proteinlerde bulunmayan sitrulin olarak isimlendirilen nonstandart bir amino asit içeren, sirküler bir peptide karşı oluşmuş Ig G tipi bir immun proteindir. Sitrulin vücutta standart amino asitlerden birisi olan argininden amino grup ayrılmasıyla açığa çıkan bir ara maddedir. Anti-CCP romatoid artrit tanısında kullanılır.

Anti-CCP romatoid artritli hastalarda hastalığın erken döneminde oluşur ve hastaların çoğunda kanda bulunur. Kanında anti-CCP saptanan hastalarda % 90-95 olasılıkla romatoid artrit vardır. Açıklanamamış eklem enflamasyonu olan ve özellikle Romatoid Faktör gibi geleneksel kan testleri negatif olan hastalarda tanı için anti-CCP oldukça faydalıdır. Ayrıca anti-CCP, romatoid artritin destruktif formlarına eğilim artışıyla bağlantılı olduğundan prognostik değeri de vardır.

Sitrulinli proteinler romatoid artritli hastaların eklemlerinde saptanmıştır, ancak diğer eklem hastalıklarında bulunmazlar. Muhtemelen bu proteinler romatoid artrit gelişiminde de rol almaktadırlar.

Sitrulin antikorları romatoid artritin klinik semptomlarının başlamasından çok önce, yaklaşık 3 yıl önce hastalığa eğilimli kişilerin kanında saptanabilir ve zamanla da titrasyonu artış gösterir. Romatoid faktörden çok daha spesifiktir. Anti-CCP’nin RA için spesifitesi % 98’dir. RA’li hastalarda RF’den daha erken pozitifleşir ve SLE gibi diğer otoimmun bağ dokusu hastalıklarında daha az pozitifleşir. RF’in tersine infeksiyöz hastalıklar veya normal yaşlı populasyonda nadiren pozitiftir. Bazı RF negatif RA’li hastalarda, anti-CCP pozitif olabilmektedir.

YÖNTEM:

EIA

BAŞLICA ÖRNEK TİPİ:

Serum

MİNİMUM HACİM:

0,5 mL

ÖRNEK TÜPÜ-KABI:

Düz rutin test tüpü (Kırmızı kapaklı)

REFERANS DEĞERLER:

Negatif

Anti- CCP (Cyclic Citrullinated Peptid)

Hipokrat Laboratuvarları & Görüntüleme

[/fusion_toggle]

[fusion_toggle title=”Hepatit D Virüs Antikoru” open=”no”]

KLİNİK KULLANIMI:

 Hepatit D Virüs Antikoru (Anti-HDV, Delta Antikoru, Anti_Delta)
HBV ile infekte hastaların Delta ajanı ile ko-infeksiyonunu tespit etmek için kullanılır. Hepatit D virüsüdür. Delta hepatitine neden olur. HDV, karaciğere geçebilmek ve infektif olabilmek için HBV virüsüne girmek zorundadır. Delta antijeninin bulunuşu, fulminant hepatit ve kronik hepatitin yüksek insidansı ile ilişkilidir. HBV infeksiyonuna bağlı fulminant hepatitlerin yaklaşık %30-50’ si delta ajanı ile koinfekte veya süperinfekte şeklindedir.YÜKSELDİĞİ DURUMLAR:

-HDV antijeni, infeksiyonunun bulaşmasından birkaç gün sonra immunoassay yöntemi ile saptanabilir. Hastalığın erken döneminde IgM ve Total HDV antikorları saptanır.

-Devamlı yüksekliği hastalığın kronikleştiğini gösterir.

YÖNTEM:

EIA

BAŞLICA ÖRNEK TİPİ:

Serum

MİNİMUM HACİM:

0,5 mL

ÖRNEK TÜPÜ-KABI:

Düz rutin test tüpü (Kırmızı kapaklı)

ÖRNEK SAKLAMA:

Oda sıcaklığı       +4°C    

Serum             14 gün                 30 gün

REFERANS DEĞERLER:

Negatif

Hepatit D Virüs Antikoru (Anti-HDV, Delta Antikoru, Anti_Delta)

[/fusion_toggle]

[fusion_toggle title=”Anti-Gliadin Antikor” open=”no”]

KLİNİK KULLANIMI:

Anti-Gliadin Antikorları IgA ve IgG  (Gliadin Antikorları; AGA)

Gliadin ve gluten, buğday ve buğday ürünlerinde bulunan proteinlerdir. Bu proteinler, ince barsak mukozasına toksiktir ve patolojik lezyonlara neden olur. Çölyak hastalığının (gluten enteropatisi) tanı ve tedavisinin takibinde kullanılır. Tedaviden sonra, önce IgA (3ay), daha sonra da IgG daha geç (12 ay) düşer. Tedavi bırakılıp diyet normale döndükten 3 ay sonra tekrar pozitifleşir. Diğer gastrointestinal hastalıklar (Chron’s hastalığı, laktoz intoleransı, kolit) gliadin antikorlarının yükselmesine neden olur.

Antikor pozitif durumlar:

-Çölyak hastalığı,

-Non-tropikal sprue,

-Dermatitis herpetiformis.

YÖNTEM:

EİA

 BAŞLICA ÖRNEK TİPİ:

Serum

MİNİMUM HACİM:

0,5 mL

ÖRNEK TÜPÜ-KABI:

Düz rutin test tüpü (Kırmızı kapaklı)

Referans değerler

0-2 yaş: <20 EU

3≤ yaş: <25 EU

[/fusion_toggle]

[fusion_toggle title=”Jo-1 Otoantikorları” open=”no”]

KLİNİK KULLANIMI:

Jo-1 (histidil tRNA sentaz) bir amino açil tRNA sentazdır ve polimyozitli hastaların otoantijenidir. Anti-Jo-1 ise myozitli hastaların tanısı için sıklıkla kullanılan otoantikorlardır. Özellikle İntersitisyel pulmoner fibrozis ve simetrik poliartiriti olan polimyozitli hastaların tanısında kullanılır. Jo-1 antikorları pozitif olan bu hastalarda pulmoner hastalık riski fazladır.

YÖNTEM:

EIA

BAŞLICA ÖRNEK TİPİ:

Serum

MİNİMUM HACİM:

0,5 mL

ÖRNEK TÜPÜ-KABI:

Düz rutin test tüpü (Kırmızı kapaklı)

REFERANS DEĞERLER:

<20 unit (Negatif)

20-25 unit (Sınırda)

≥26 unit (Pozitif)

[/fusion_toggle]

[fusion_toggle title=”RNP/Sm Antikorlar (Ribonükleoprotein/Smith Antikorları)” open=”no”]

KLİNİK KULLANIMI:

rnp sm antibody

Sistemik romatizma hastalıklarında (Konnektif doku hastalıkları) ENA’ ya karşı antikorlar bulunur. Bu antikor sistemleri; Nükleer ribonükleer protein (RNP); Smith (Sm); Sjogren sendromu A SSA (Ro), ve Sjogren sendromu B SSB (La) dır. SLE vakalarının %50 kadarında ve başta mikst bağ dokusu hastalığı (MCTD) olmak üzere diğer bağ dokusu hastalıklarında bulunur. MCTD’ de ds DNA veya Sm antikorlarının bulunmamasına rağmen RNP antikorlarının yüksekliği ile karekteristiktir. IFA tekniği ile yapılan antinükleer antikor çalışmalarında benekli tipte boyanma modeline neden olur.

YÖNTEM:

EIA,

BAŞLICA ÖRNEK TİPİ:

Serum

MİNİMUM HACİM:

0,5 mL

ÖRNEK TÜPÜ-KABI:

Düz rutin test tüpü (Kırmızı kapaklı)

REFERANS DEĞERLER:

<20 unit (Negatif)

20-25 unit (Sınırda)

≥26 unit (Pozitif)

[/fusion_toggle]

[fusion_toggle title=”Scl 70 Otoantikorları” open=”no”]

KLİNİK KULLANIMI:

Scl 70 (topoizomeraz I) 70 kD ağırlığında ekstrakte edilebilen nükleer bir antijendir. Bu antijene yönelik antikorların skleroderma (sistemik skleroz) hastalığına spesifik olduğu kabul edilmektedir. Hastaların %60 kadarında pozitif bulunur, Scl 70 antikorları özellikle yaygın kutanöz hastalığı ve intersitisyel pulmoner fibrozisi olanlarda pozitif bulunur.

YÖNTEM:

EIA

BAŞLICA ÖRNEK TİPİ:

Serum

MİNİMUM HACİM:

0,5 mL

ÖRNEK TÜPÜ-KABI:

Düz rutin test tüpü (Kırmızı kapaklı)

REFERANS DEĞERLER:

<20 unit (Negatif)

20-25 unit (Sınırda)

≥26 unit (Pozitif)

[/fusion_toggle]

[fusion_toggle title=”Anti SS-A Antikoru” open=”no”]

KLİNİK KULLANIMI:

Anti SS-A  ; SS-A/Ro, bir ekstrate edilebilir nükleer antijendir (ENA). Konnektif doku hastalığı semptomları olanlarda ENA otoantikorlarına bakılır. Sjögren sendromu, SLE ve Romatid artrit tanısında kullanılır. ENA grubu antikorları negatif olan SLE hastalarında da bu pozitif olabilir. Anti SS-A (Ro), anti SS-B (La) ve anti SS-C (Sjögren antikoru) ANA’ nın alt gruplarıdır. Sjögren’s sendromu; mukozal ve Konjunktival kuruluğa neden olan göz ve tükürük eksokrin kanalların ilerleyen harabiyeti ile karakterize bir hastalıktır. Bu hastalık tek başına görüldüğü gibi SLE ile beraber de görülebilir. Anti SS-A antikorları Sjögren sendromlu hastalarda %60-70 oranında bulunur.

YÜKSELDİĞİ DURUMLAR:

-Sjögren sendromu,

-Romatoid artrit,

-ANA negatif SLE,

-Neonatal lupus.

YÖNTEM:

EİA

 BAŞLICA ÖRNEK TİPİ:

Serum

MİNİMUM HACİM:

0,5 mL

ÖRNEK TÜPÜ-KABI:

Düz rutin test tüpü (Kırmızı kapaklı)

ÖRNEK SAKLAMA:

Oda sıcaklığı       +4°C      -20°C

Serum                 7 gün                2 ay        12 ay

REFERANS DEĞERLER:

<5.0 unite

[/fusion_toggle]

[fusion_toggle title=”Anti SS-B Antikoru” open=”no”]

KLİNİK KULLANIMI:

Anti SS-B Antikoru (Anti-La Antikoru; SS–B Antikoru, SS-B IgG Otoantikoru)

Konnektif doku hastalığı belirtileri ve semptomları olan hastalarda ENA otoantikorları bulunur. Bu test Anti SS-B antikorları Sjögren sendromlu hastaların takriben yarısında bulunur. Bununla beraber hem Anti SS-A hem de Anti SS-B ikisi de pozitif ise Sjögren sendromu tanısı konulabilir. Başlıca Sjögren sendromu, tanısında kullanılır. Neonatal lupus hastalığı olan çocukların çoğunda SS-A ile birlikte SS-B de pozitif bulunur. SS-A negatif iken tek başına  SS-B antikorunun pozitif olması kliniğin daha hafif olabileceğinin göstergesidir. Bu hastalarda özellikle renal tutulum çok hafiftir veya yoktur. SLE’ li hastalarda Anti SS-A %25 oranında bulunabildiği halde, Anti SS-B asla bulunmaz.

YÖNTEM:

EİA

 BAŞLICA ÖRNEK TİPİ:

Serum

MİNİMUM HACİM:

0,5 mL

ÖRNEK TÜPÜ-KABI:

Düz rutin test tüpü (Kırmızı kapaklı)

[/fusion_toggle]

[fusion_toggle title=”D vitamini-Vitamin D (25 Hidroksi)” open=”no”]

KLİNİK KULLANIMI:

 D vitamini
Vitamin D (kalsiferol); hayvansal kaynaklardan gelen kolekalsiferol D₃ ve bitkisel kaynaklardan gelen ergokalsiferol D₂’ nin toplamını ifade eder. Vitamin D, kalsiyum ve fosfor metabolizması için hayati öneme haizdir. 25 hidroksi Vitamin D kemik hastalıkları kökenli Vitamin D eksikliğini ortaya çıkarmada, hiperkalseminin ayırıcı TANILARINI KOYMADA KULLANILIR.AZALDIĞI DURUMLAR:

-Diyetle yetersiz alım,

-Bazı karaciğer hastalıkları,

Vitamin D 25 hidroksilaz enzimi aktivitesinin azalması,

-Nontropik sprue’ ye bağlı malabsorbsiyon.

VİTAMİN D₃ EKSİKLİĞİ İLE İLİŞKİLİ KLİNİK DURUMLAR;

-Karaciğer hastalığı,

-Hipertiroidi,

-DM,
-Romatoid artrit,

-Nefrotik sendrom.

YÖNTEM:

RIA

BAŞLICA ÖRNEK TİPİ:

Serum

MİNİMUM HACİM:

0,5 mL

ÖRNEK TÜPÜ-KABI:

Düz rutin test tüpü (Kırmızı kapaklı)

REFERANS DEĞERLER:

11 – 70 ng/mL

[/fusion_toggle][/fusion_builder_column][/fusion_builder_row][/fusion_builder_container]