dooplerDoppler etkisi temelde iki önemli gözleme dayanır. Hareketli bir ses kaynağından algıladığımız sesin özelliği bize yaklaşırken ve uzaklaşırken birbirinden farklı olur. Bu fark bir ölçüde sesin frekansının değişmesinden kaynaklanır.Uzaklaşan bir cismin yaydığı ses dalgalarının frekansı (bir saniyedeki dalga sayısı) azalırken yaklaşan bir kaynaktan gelen sesin frekansı giderek yükselir. Yine hreketli bir cisme gönderilen ses dalgaları cisimden yansırken frekansında değişme ortaya çıkar.

Vücudumuzda sürekli düzgün bir hareketin en belirgin olduğu yer damarlarımız dır, bu nedenle doppler öncelikle damar incelemesinde kullanılan bir yöntemdir. Hemen tüm damarlar dopplerle incelenebilir. Doppler ultrasonografide kan damarına gönderilen ses dalgası ve yansıyarak geri dönen ses dalgasının frekansı arasındaki fark değerlendirilerek kan akım hızı ve kalp atışlarıyla bu hızda ortaya çıkan değişiklikler saptanabilir. Gebelik sırasında da gerek uterus(rahim) damarlarındaki kan akımı gerekse göbek kordonu ve bebeğe ait bazı damarlardaki kan akımının incelenmesi gebeliğe ait çeşitli sorunların öngörülmesinde ve bebeğin iyilik halinin değerlendirilmesinde son derece yararlı olur.

Doppler ultrasonografi renkli ya da renksiz olabilir
Gebelik sırasında yapılan doppler incelemesi (obstetrik doppler) bebeğe ait sakatlıkların araştırıldığı ikinci düzey ultrasonografi (detaylı ultrasonografi) değildir .doppler kan damarlarındaki akımın özelliklerini inceler .

Doppler ultrasonografi Doppler donanımı olan ultrasonografi cihazlarıyla yapılmaktadır.Bu cihazlar daha maliyeti olduğundan daha az sayıda bulunmaktadır.Doppler uygulamaları ayrıca özel deneyim gerektirdiğinden bazı hekimlerin hastalarını başka bir merkeze yönlendirmesi söz konusu olabilir.

Renkli Doppler Ultrasonografi Ve Fetal Ekokardiografi
Gebeliğin 20. haftası civarında yapılan doppler ultrasonografide rahimi besleyen kan damarlarındaki (Uterin arterler sağ ve solda olmak üzere genelde iki tanedir) kan akımının özellikleri gebeliğin ilerleyen haftalarında bebekte rahim içi gelişme geriliği (IUGR) ya da annede preeklampsi gibi sorunların gelişme olasılığı hakkında fikir verebilir. Gebelik boyunca rahime giden kan akımı yaklaşık 10 kat artar.Bu kan akımı için yeni damar oluşmamakta ,damarların esnekliğive artan akan akımını mümkün kılmaktadır. End diastolik çentik kan akımının grafiğe döküldüğü doppler incelemesinde ortaya çıkan bir görüntüdür. Bu çentiğin izlenmesi damarlardaki esnekliğin yeterli olmadığı ve kan akımında ilerleyen gebelikhaftalarında gerekli olacak artışa uyum sağlayamayacağının bir göstergesi kabul edilebilir. Bu incelemenin tüm gebeliklerde uygulanması konusunda bir fikir birliği yoktur.Bugün için ileri anne yaşı,hipertansiyon, diabet gibi risk faktörleri bulunması durumuında ve önceki gebelerde preeklampsi ve rahimiçi gelişme geriliği sorunu olan anne adaylarında uygulanması daha doğru bulunmaktadır.20 hafta civarında saptanan çentiklerin bir bölümü 24. hafta civarında kaybolmaktadır. Bu durum komplikasyon riskinin azaldığını işaret eder.Yine çift taraflı (sağ ve sol uterus atardamarlarında) çentik izlenmesi tek taraflı çentik izlenmesinden daha riskli bri durumu işaret eder

Göbek kordonunda bulunan umblikal arter damarlarında kan akımın özellikleri de bebeğin plasentadan yeterli oksijen ve besin alıp almadığını gösterebilir. Bebeğe ait çeşitli damarlardaki akım özellikleri ile birlikte değerlendirildiğinde plasental yetmezliğin ekarte edilmesinde en güvenilir yöntemlerden biridir. Bu yöntemle anne karnında oksijensiz kalma riski olan bir bebeğin doğurtulması gereken zamanın belirlenmesi kolaylaşır.

Fetal Ekokardiografi

Son onbeş yılda ultrasonografi teknolojisinde sağlanan gelişmeyle fetal anormalliklerin saptanmasında belirgin ilerlemeler elde edilmiştir. Bunlar arasındaki en önemli gelişmelerden biri de fetal kalbin incelenmesidir. Kalp sürekli gerek karmaşık anatomik yapısı gerekse hareket halinde olması nedeniyle incelenmesi zor bir organdır. Ayrıca kalbe ait doğumsal problemlerin önemli bölümü bebekte herhangi bir yaşamsal sorun oluşturmaz ve ilerleyen dönemde kendiliğinden düzelebilir. Karıncıklar arasındaki ufak delikler (VSD) buna örnek verilebilir.Fetal kalbin incelenmesinde temel amaç hayatla bağdaşmayacak ağır problemlerin ve bebeğin doğar doğmaz ameliyat edilmesini gerektiren problemlerin saptanmasıdır.Bu durumda bebek yenidoğan kalp ameliyatlarının yapıldığı bir merkezde doğurtulabilir ya da böyle bir merkezle iletişim sağlanabilir.

Fetal kalb’in değerlendirilmesi için optimal zaman 22-24. gebelik haftalarıdır . Ancak, fetal kardiyak inceleme zamanı, son yıllarda ultrasonografi cihazlarındaki iki boyutlu görüntüleme kalitesinin ve fetal ekokardiografideki deneyim ve bilgilerin artması ile giderek daha erken gebelik haftalarına kaymaktadır.

Renkli doppler ultrasonografi ve fetal ekokardiografi

Rutin ultrasonografide iki önemli noktaya dikkat edilir. Birincisi ‘Dört odacık görünümü’ olarak adlandırılan karıncık ve kulakçıkların birlikte izlendiği görünümün normal olması ,ikincisi de büyük damar çıkışlarının,yani aort ve akciğere giden ana atardamarın (Pulmoner arter) yerleşiminin doğru olmasıdır.Bunun dışındaki boyut olarak ufak defektlerin rutin ultrasonografide saptanması beklenmemelidir.

Fetal ekokardiografi belli durumlarda uygulanması gereken özel bir incelemedir. Fetal ekokardiografi gerektiren durumlar:

Bebeğe ait risk faktörleri:

  • Kalp dışında saptanmış anomali olması
  • Fetal kalpte ritm bozukluğu olması
  • Fetal Hidrops
  • Rutin incelemede anomali şüphesi
  • Anneye ait risk faktörleri:
  • Annede konjenital kalb hastalığı
  • Metabolik bozukluklar (Diabetes mellitus Fenilketonüri)
  • Polihidramnios
  • Enfeksiyonlar (Rubella,Toksoplazma,Sitomegalovirus,Kabakulak)

Fetal ekokardiografi üst düzey bir inceleme olmasına rağmen anne adayı açısından normal ultrasonografiden herhangi bir farkı yoktur.Herhangi bir invaziv girişim içermez.