kalpkrizi.hmediumKalp krizi, dünya ölçeğinde en sık görülen ölüm nedenlerinin başında geliyor. Peki, bu azımsanmayacak önemdeki rahatsızlığı ne kadar tanıyoruz?

Kalp krizi damar tıkanmasına bağlı olarak gerçekleşir. Bu tıkanmaya bağlı olarak hasta, ilk beş dakikada ölümcül ritim probleminden dolayı hayatını kaybedebilir veya bunu sadece bir ağrı olarak geçirip ölümle sonuçlanmadan süreci atlatabilir.

Kalp sağlığı açısından risk faktörü olan hastalar için özellikle diyet çok önemli. Kalp sağlığımızı korumak, özellikle günümüzdeki modern yaşamın koşulları açısından bakıldığında çok önemli… Modern birey, öncelikle bir kardiyolog tarafından belirli aralıklarla muayene edilmeli ve kalp sağlığı konusunda bilgi sahibi olmalı. Özellikle ailesinde genetik rahatsızlığı bulunan, diyabet gibi ek risk faktörleri olan, sigara kullanan ya da hipertansiyon rahatsızlığı bulunan kişilerin otuz yaşından sonrası mutlaka bir kez kontrolden geçmesi gerekir. Elli yaş sonrası erkek hastalar için ise, yılda en azından bir kez kardiyoloji uzmanına görünmeleri önerilir.

Kalp sağlığını korumak konusunda dikkat edilmesi gerekenler şöyle sıralanabilir:

– Yağlı yiyeceklerden uzak durmalı,

– Sebze ve meyve tüketmeli,

– Kırmızı et hafta bir kez yenmeli,

– Haftada iki kez balık yenmeli,

– Obeziteden kaçınmalı,

– Sigara içilmemeli,

– Spor ve egzersiz yapılmalı, en azından günde yarım saat yürünmeli.

Kalp krizinin belirtileri:

Kalp krizi damar tıkanmasına bağlı olarak gerçekleşir. Bu tıkanmaya bağlı olarak hasta, ilk beş dakikada ölümcül ritim probleminden dolayı hayatını kaybedebilir veya bunu sadece bir ağrı olarak geçirip ölümle sonuçlanmadan süreci atlatabilir.

Eğer mevcut risk faktörleri olan bir kişide, yürümekle, merdiven çıkmakla, efor sarf etmekle göğsün özellikle orta kısmında başlayan ve sol kola yayılan ve kemik arkası dediğimiz kısımda, yanma, sıkışma veya baskı şeklinde ağrı oluyorsa, bu bir uyarı olarak kabul edilmelidir.

İstirahat halindeyken bu belirtiler ortaya çıkarsa kişi, hiç beklemeden acil şekilde hastaneye başvurmalıdır. Kimi zaman bu belirtiler yaşanmadan da hasta kriz geçirmiş olabilir. Özellikle yetmiş yaş üzeri hastalarda ya da şeker hastalarında bu duruma sıkça rastlanır.