Kronik rahatsızlığı olan bireylere medikal tedavinin yanı sıra profesyonel yardımlar arasında en önemlilerinden bir diğeri psikolojik destektir. Kalp rahatsızlığı, diyabet, multipl skleroz, böbrek hastalıkları, HIV/AIDS, astım gibi hastalıklar, kronik, başa çıkması zoldukça zor olabilen, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, maddi yükümlülük getiren, tedavi süreci nedeniyle zaman ve enerji kaybı yaşatan ve dolayısıyla aşırı stresin eşlik ettiği hastalıklardır. Hasta, tüm bunlardan dolayı işe yaramaz olduğunu düşünme, kendini değersiz hissetme ve yaşadıklarından utanç duyma gibi eğilimler gösterebilir. Bu nedenle hem hasta hem ailesi bu zorlu süreçte sıkıntılı zamanlar yaşayabilir.
Kronik hastalığı olan kişilerde depresyon en yaygın sorunların başında gelir. Bu tip hastaların yaklaşık üçte birinin depresif belirtiler gösterdiği biliniyor. Aslında hastalıkla birlikte kişinin yaşamında olan değişiklikler ve sıkıntılar düşünüldüğünde, depresif belirtilerin görülme şansının da yüksek olması beklendik bir durumdur. Elbette yaşanan psikolojik sorunların görülme sıklığı ve seviyesi, hastalığın ciddiyetine, bireysel özelliklere, kişinin etrafındaki destek sistemine göre değişebiliyor. Örneğin hastalığın şiddeti arttıkça, kişinin sosyal anlamda destek sistemi (aile, arkadaş vb.) yeterli olmadığında depresyon riski de artıyor. Öte yandan kadınlarda ise depresyon görülme riski erkeklere göre daha yüksek.
Bunun yanında kronik hastalıklar depresif belirtileri ortaya çıkardığı gibi, depresyonla birlikte ise hastalık belirtilerinde de artış gözlemek mümkün. Örneğin üzüntü, stres, kaygı, umutsuzluk, çaresizlik, yalnızlık gibi duyguları yoğun ve sıklıkla yaşamak; fiziksel olarak daha fazla ağrı veya acı yaşanmasına, aşırı yorgunluğa neden olabiliyor. Bu nedenle psikolojik olumsuzlukların kontrol edilmesi, hastalığın seyrinde de etkili olabiliyor.
Hem Hasta Hem Aile İçin Psikolojik Destek
Kronik hastalıkların tedavisinde profesyonel psikolojik destek programları, alanında uzman kişilerce yapılır ve hastalıkla birlikte görülen stres, kaygı, depresyon gibi sorunlarla baş etmede destek sağlar; durumu kabul etme, daha esnek olma, olumlu duyguları arttırma ve dolayısı ile yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik müdahaleler içerir. Uzman öncelikle, kişinin ihtiyaçlarını ve yaşantılarını inceleyerek bir değerlendirme yapar ve tedavi veya destek planını bu doğrultuda geliştirir. Bunu yaparken gerekirse hekimiyle görüşmeler yaparak daha fazla bilgi alır.
Araştırmalara göre hastalıklarla mücadele ederken ve tedavi sırasındaki psikolojik destek, kişinin hem hastalığın farklı alanlarıyla ilgili bilgi almasına, hem stres seviyesini azaltmasına, hem de gerginlik, kaygı gibi bir takım olumsuz duygularla başa çıkmasına yardımcı oluyor. Ancak bu desteğin yararlı olabilmesi için hastalığın başlarından itibaren müdahale edilmesi ve hastanın psikolojik destek için gönüllü olması oldukça önem taşıyor. Her psikoljik destekte olduğu gibi burada da gönüllülük oldukça önemli. Ancak kişi, yakınlarının isteği ile psikolojik yardım almaya başlasa bile, uzman kendi bilgi ve becerilerini kullanarak bu süreci kişi açısından olumlu bir yere taşıyabilir, bir bakıma onu motive ederek bu desteği almaya gönüllü hale getirebilir. Bu noktada danışanla uzman arasındaki uyumun önemi oldukça büyüktür. Tedavide genellikle farklı yaklaşımlar bir arada sergilenir ve süreç duruma göre, bilişsel-davranışçı psikoterapi, ağrı yönetimi, hastalıkla ilgili psikoeğitim gibi pek çok yaklaşımı içerebilir.
Bahsedilen psikolojik destek, mutlaka aile veya yakınları da içeren geniş kapsamlı bir destek süreci olmalıdır. Aile bu süreçte bilgilendirilir ve konu ile ilgili aydınlatılır. Uzman, ailenin ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak yakınların hasta ile daha etkili ve kaliteli iletişim kurabilmeleri için onlara çeşitli beceriler kazandırılma konusunda devreye girebilir. Ayrıca durumla ilgili duygularını açıkça ifade etmeleri, paylaşımda bulunmaları, korku ve kaygılarını dile getirmeleri sağlanır.
Doğru Adımları Atabilmek…
Hastanın olumlu bir şekilde yaşama devam edebilmesi için gerekli uyumu sağlaması konusunda ona destek olmak mümkün.
Özellikle kronik hastalığı olan bireylerin bu durumla başa çıkmalarına yardımcı olmak için uzmanlar psikolojik destek yanında birtakım ipuçları önermiştir. Örneğin;
• Kişinin mümkün olduğunca kendisini çevresinden koparmaması ve aile, arkadaş gibi sosyal destek kaynaklarıyla iletişim içinde olmasının;
• Hastalıkla ilgili mümkün olduğunca doğru bir şekilde bilgi alınmasının;
• Buna göre en iyi tedavinin izlenmesi için adımlar atılması ve kişinin yaşamına dair daha fazla kontrol hissi duyabilmesinin;
• Duyguların ve yaşantıların açıkça konuşulabileceği bir hekimin seçilmesinin;
• Mümkün olduğunca keyif alınan etkinliklere devam edilmesinin ve dolayısıyla özgüvenin arttırılmasının ve
• Son olarak depresif belirtiler veya stres seviyesi yüksek olduğunda çok fazla beklemeden profesyonel destek alınmasının öneminin altı çiziliyor.
Bir hastalığın getirdiği sınırlılıklar ve zorluklarla yaşamak elbette zor. Ancak, uygun eğitim ve destek hizmetleri ile hastanın bakış açısını az da olsa değiştirebilmek, durumu kabul etmesine yardımcı olmak, daha olumlu bir şekilde yaşama devam edebilmesi için gerekli uyumu sağlaması konusunda ona destek olmak mümkün. Hastalığın belirtilerini anlamak ve onlara uyum sağlamak, bu sayede günlük yaşama daha fazla katılmak, olumsuz duyguları en aza indirerek hastalığın seyrini de mümkün olduğunca olumluya çevirmek, uygun profesyonel yardım sayesinde başarılabilir.